NIETZSCHE AĞLADIĞINDA -- IRVIN YALOM

Aralık 20, 2019


Merhaba.
Sonunda bu kitabı da okuyabildim.
Allah'ım ya okunacak daha bir sürü kitap var ve benim başımda da KPSS belası var.
Bir kurtulamadım gitti.
Dışarı çıkıyorum vicdan azabı, kitap okuyorum vicdan azabı, film, dizi, belgesel izliyorum vicdan azabı. Artık yeter ya. Keşke hiç okumasaydım.
Üstüne bir de 11 bin lira borçlandım.
Her ay bir de onun taksitini ödüyoruz.


Her neyse kitap Nietzsche'nin (ne kadar zor bir ismi var ya bakarak bile zor yazıyorum)
hastalığı üzerinden doktor Breuer ile hayali bir senaryoyu anlatıyor.
Olay örgüsünü sevmedim Nietzsche'yi de Breuer'ı da sevmedim.
Tek sevdiğim ikisinin arasında ki bazı diyaloglar oldu.
Ben bu tarz kitapları okuyunca aydınlanamıyorum.
Uçmuyorum.
Zaten kendi çapımda aydın, bilinçli, realist birisiyim.
Hayal kurmayı lisede bıraktım.
Ümit etmeyi çabama bağlı kıldım.

Eğer hayalperest birisiyseniz belki bu kitap size birkaç şey empoze edebilir ama bende zaten bildiğim şeyleri anlatmaktan ileriye gidemedi.


Kitaptan hoşuma giden bir alıntı.
Ümit mi? Ümit en son kötülüktür!
Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Ümit.
O zamandan beri, yanlışlıkla kutuyu ve içindeki ümidi iyi şans olarak yorumladık.
Fakat Zeus'un arzusunun, insanların kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk.
Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.
  

Bu yazıları da okumalısın

1 yorum