2018'in son blog yazısından merhaba ☺️

Hepimize sağlıklı, huzurlu, mutlu bir yıl diliyorum.

Yeni yıl gelince herkes gibi bende bir takım hedefler koydum kendime.

2018 yılında aldığımda kararların çoğunu gerçekleştiremedim ne yazık ki 😐 

2018 Hedeflerime bakmak isterseniz ↓

https://elossoles.blogspot.com/2018/01/2018-hedeflerim.html

Aslında yapı itibariyle kısıtlanmayı sevmeyen birisiyim. Özgür rahat takılmayı seviyorum. Aklıma ne eserse canım ne isterse onu yapıyorum. Ama bu huyum artık beni tembelleştirmeye başladı. 

Önceden okulum vardı daha düzenli daha aktifdim. 1 yıldır aşırı tembel uyuşuk sürekli yorgun birisi haline dönüştüm. Geçen ay hiç dışarı çıkmadım mesela evde oturdum. Evde de ne yaptın derseniz hiç bir şey ne kitap okudum ne dizi film izledim.

 Bu yüzden yeniden kendime hedefler koydum ve koyacağım.

Hedeflerimin çoğu kitaplar üzerine :)

2019 yılında 

⇒ 60 kitap okuma hedefi koydum kendime

Lanet Kpss sınavına bu yılda gireceğim ne yazık ki. Bu yüzden kitap sayısını bu yıl düşürdüm.

⇒ 1 saat sesli kitap okuma

Konuşmamın düzelmesi için sesli kitap okuma kararı aldım. Birisine bir şeyler anlattığımda hemen sesim çatallaşıyor gözlerim doluyor böyle saçma sapan şekillere girdiğim için bir an önce bu huyumu düzeltmem gerekiyor.

⇒ 15 klasik kitap okumak

Klasikleri pek okumadığımı gördüm bu yüzden şimdilik bu sayıyı seçtim.

⇒ 15 bilim kurgu kitap okumak

Bilim kurgu kitabı okumadığımı da fark ettim ve bu yıl açığımı kapatmayı düşünüyorum.

⇒ 20 yerli kitap okumak

Sınava gireceğim için yerli yazarların kitaplarını bilmem gerekiyor. Bunun için bu hedefi koydum kendime. Geriye kalan 10 kitabı da kafama göre okumak için bıraktım.

⇒ Haftada 2 film izleme 

Bu yılda bu hedefime aynı sayıyla devam ediyorum.

⇒ Haftada 1 belgesel izleme

Bu hedefimde geçen yıl ile aynı 

⇒ Ayda 1 dizi izleme

Aslına dizi izlemeyi hiç sevmiyorum. Sürekli yeni bölümü beklemek insanı sıkıyor.

 Ben hemen tüketebileceğim şeyleri daha çok sevdiğimi fark ettim. Film gibi mesela.

 1 buçuk saatte izle bitsin.

Ayda 1 dizi bana yeter de artar bile :)

Benim 2019 hedeflerim bu şekilde.

Bende tabi ki daha az telefonla uğraşmak, İngilizcemi geliştirmek istiyorum ama bunları yaparken kendimi zorlamak istemiyorum. Mesela bloğuma canım istediğimde yazı yazmak istiyorum. 

Şu şu günlerde zoraki bilgisayarın başına oturarak 

kendimi mecbur hissederek yazı yazmak istemiyorum. 

Bu yüzden böyle hedefler koymadım kendime. 

Yukarıdaki hedeflerimde kendimi geliştirmek için aldığım kararlar.

Çünkü zaten kitap okumam gerekiyor çünkü branşım Edebiyat Öğretmenliği.

Umarım düşüncelerimi anlatabilmişimdir.

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Merhaba :)

Bugün bir ara baya reklamı dönen, 

benden başka herkese bedava gönderilen, 

bir tek benim parayla gidip aldığım bu ürün hakkındaki düşüncelerimi paylaşacağım :D

Ben Migros indiriminden 13 liraya almıştım. Yazısını okumak isterseniz linki ↓

https://elossoles.blogspot.com/2018/05/migros-anneler-gunu-indirim-alisverisim.html

O günden bu yana her gün olmasa da kullanıyorum. 

Sprey şeklinde olması kolay ve pratik bir uygulama sağlıyor.

Çoğu sprey şeklinde ürünün sprey yeri bozulur ama bu ürünü sağlam yapmışlar asla bozulmadı.

Üstelik sprey ayarı da çok güzel bir anda yüzünüze ürünü boca etmiyor 

yumuşacık hafif hafif geliyor ürün cildinize :)

Arka yazısı ↓

Ürünlerin içeriklerinden pek anlamam ama bu ürün bariz parfümden oluşuyor.

Aşırı parfümlü ama kokusu da çok güzel :)

Yüze sıkılan bir ürün için neden bu kadar parfüm koymuşlar 

üreticilerine sormak, bunun kafasını yaşamak istiyorum.

Koku hassasiyetiniz varsa uzak durmanız gereken bir ürün.

Reklamlarında söylendiği gibi cildi ferahlatıyor, yatıştırıyor ve canlandırıyor.

Cildinizde yapış yapış durmuyor.

Bende sivilce de yapmadı.

Nemlendirme özelliği benim için yeterli gelmedi. 

 Benim cildim karma ama kuruyan yerleri nemlendirmeye yetmedi.

Bitince tekrar almayacağım bir ürün ne yazık ki.

Merhaba :)
Bugün bloğumda daha önce hiç bahsetmediğim bir ürün olan ojelerden bahsedeceğim.

Flormar'ın ojeleri genel olarak beğeniliyor. Zaten sürekli de farklı farklı ojeler çıkarıyorlar.
French oje setini de mutlaka görmüşsünüzdür.
Bir indirim döneminde 9.90'dan 4.90'a düştüğünü görünce almıştım.
Aslında bir tane oje alacaktım ama 4-5 liraydı bu şekilde 3'ünü çok çok uyguna almış oldum.

İçerisinden ↓

227 numaralı Milk Foam isimli oje


301 numaralı Parlatıcı oje


ve 310 numaralı Snow White isimli oje bulunuyor.

French uygulamasını daha kolay yapabilmek içinde bu bantlardan bulunuyor ↓

Ben tırnaklarımı fazla uzatmayı sevmediğim için hiç french yapmadım.

Ojeleri tek tek uyguluyorum ama 310 numara beyaz renkte olduğu için bana da çok çirkin oluyor :D

Zaten ojenin rengi de çok çirkin tırnağınıza kireç sürmüşsünüz gibi duruyor.

Uygulama şekli ↓

İlk olarak bantları tırnağınıza yapıştırıyorsunuz.

Daha sonra 310 numaralı ojeyi bantı yapıştırdığınız yerden uyguluyorsunuz.

Oje kuruduktan sonra bantı çıkarıp 227 numaralı ojeyi tüm tırnağınıza sürüyorsunuz.

Eğer tırnağınız daha parlak görünsün isterseniz parlatıcıyı uyguluyorsunuz.

Ojeler tek katta dalga dalga oluyor ve fırça izi kalıyor.

İlk kat olarak topcoat denilen ojenin daha tutucu olmasını sağlayan bir ürün kullanırsanız 

ya da benim gibi parlatıcı ojeyi ilk kata uygulayıp üzerine diğer ojelerini uygularsanız dalgalanma 

ve fırça izi bırakma sorunu olmuyor.

Ojelerin tırnakta duruşları bu şekilde ↓

NOT: ASLA OJE SÜRMEYİ BECEREMİYORUM 

GÖRSEL ÇİRKİNLİK İÇİN ÖZÜR DİLERİM :)

310 numaralı ojeyle ben pek anlaşamadım ama yine de yaza çok yakışacak bir oje :)

Benim bu ürünle ilgili düşüncelerim bu şekilde.

Ojeler mümkün olur da biterse bu seti tekrar almam ama

 parlatıcı ojeyi ve 227 numaralı ojeyi alabilirim :)

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Merhaba :)

Hermann Hesse 'den ilk kez bir kitap okudum.

Yazarın daha önceden Siddhartha isimli kitabını duymuştum ama tabiki okumamıştım. 

Tanışmamız bu kitabına nasip oldu.

Nobel edebiyat ödülü alan bir yazar. Kitapları güncel olarak Can Yayınlarından çıkıyor.

Bu iki kitabın çevirisini de Kamuran ŞİPAL yapmış.

Arka kapak yazısı ↓

Ben yazarın bu kitabını Haruki MURAKAMİ'nin İmkansızın Şarkısı adlı kitapta görmüştüm.

Kitaptaki kahraman sürekli bu kitabı okuyordu, bende de huydur kitaplar da adı geçen kitapları, müzikleri, dizileri, filmleri bir kağıda not alır daha sonra araştırma yapar okur, izler ve dinlerim.

Haruki Murakami'nin İmkansızın Şarkısı kitap yorumumu okumak isterseniz ↓

https://elossoles.blogspot.com/2018/11/imkansizin-sarkisi-haruki-murakami.html

Kitabın konusu kısaca ;

Joseph Giebenrath isimli sıradan, kasabalı birisinin

 zeki sayılabilecek oğlu Hans Giebenrath'ın hayatını anlatıyor. 

Hans, Maulborn Manastır Okulunu kazanabilmek için yoğun ders programına tabi tutuluyor.

Olaylar bu şekilde gelişiyor.

Benim kitap da sevdiğim şey gerçekleri anlatması oldu.

Öğretmenlerin öğrenciler üzerindeki etkisinin nasıl büyük olduğunun, 

öğretmenlerin açıkça ayrım yapmasının, 

isterlerse bir öğrenciyi kolaylıkla harcayabileceklerini basit bir olayla anlatıyor yazar.

İnsan ister istemez etkileniyor çünkü bunlar bizim eğitim sistemimizde de var ne yazık ki.

Yıllarca şekilciliğe önem veren okullarda okuduk.

Makyaj yasak, saç kesimi belirli özelliklerde

 hatta benim okuduğum lisede Converse model ayakkabı bile yasaktı 

belki de bu yüzden bu kitap beni çok etkiledi.

Bu kitap bence her öğretmenin okuması gereken bir kitap.

Formasyon eğitiminde bu tarz kitaplar okutuluyor, filmler izletiliyor ama hepsi klişe şeyler.

Hermann Hesse, çarklar arasında ezilen öğrencilerin hikayelerini gerçekçi yanlarıyla anlatıyor.

Merhaba.

2012 yılında Iphone 4 telefonunu almıştım. 

O günden bugüne kadar büyük zorluklarla bu telefonu kullanıyorum.

Büyük zorluklarla diyorum çünkü telefonu yurt dışından almıştık.

 Türkiye'nin prosedürlerini de biliyorsunuz telefonu kayıt ettirmek için pasaport gerekiyor

 bizde de pasaport yok telefonu pasaport bulana kadar 1 yıl hatsız bir şekilde öylece kullandım.

Neyse 2015 yılına kadar sorunsuz bir şekilde kullandım.

2015 yazında telefonun pili şişti telefon bozuldu. Telefon tamircisine götürdüm yaptırdım. 

Tam tarihini hatırlamıyorum Apple telefonlarına güncelleme getirdi 

ve Iphone 4'lere bu güncellemeyi vermedi. Telefonumun versiyonu 7.1.2 'de kaldı. 

Üzerine tabi sürekli yeni model telefonlar çıktıkça yeni uygulamaları indiremez oldum.

Çünkü hepsi ios 8, ios 9 hatta ios 11 sürümleri istiyor. Iphone'da uygulamasız bir hiç olduğu için telefon otomatik bir şekilde kendini yok ediyor.

Hal böyle olunca da hiçbir şeyden haberiniz olmuyor, 

yenilikleri yakalayamıyorsunuz, işlerinizi halledemiyorsunuz.

Mesela Instagram Story'si yok :D

Geçenlerde babamın telefonu bozuldu, banka işlerini telefon uygulamalarından yapıyordu.

Kardeşime para göndermesi gerekti. 

Vakıfbank'ın internet şubesine giriş yaptığınız da telefon uygulamasına şifre göndermesi gibi bir saçma uygulaması yüzünden, benim telefonuma da uygulamayı indiremediğimiz için parayı ücretsiz göndermek yerine havale ücreti vererek işimizi yaptık.

Peki bitti mi hayır :D

Son kazığımı da Whatsapp'dan yedim.

4 Aralık Salı günü Whatsapp Iphone 4 telefonlarından desteğini çekti.

1 ay önce Whatsapp'ı açtığımdan 

''30 gün sonra bu güncelleme kullanılmayacak lütfen güncelleme yapın''

 şeklinde bir bildirim aldım.

Hemen App Store'a girdim ama güncelleme yoktu. Salı günü de 2 aylık mühlet doldu ve artık uygulamayı kullanamıyorum.

Bu benim için çok mu önemli hayır ama bütün arkadaşlarım, akrabalarım sadece bu uygulamayı kullanırken iletişim kurmak için büyük sıkıntılar oluşturacak.

Şu anda bildirimler geliyor ama uygulamaya giremediğim için hiçbirinden haberim yok.

Şimdi bazı hadsizler olacaktır o kadar yıl telefon mu kullanılır diye de

 telefonumda teknik olarak hiçbir sorun yok

ekranın da bile tek bir çizik yokken sırf üreticileri böyle istiyor diye telefonu çöpe mi atıyım?

Bu tüketim çılgınlığı değil de nedir?

Tamam çok kaliteli bir telefon

Kamerası iyi çekiyor ama 6 yıl sonra da resmen kendi kendini imha ediyor.

Artık hiçbir işe yaramıyor. 

Şuan da yeni bir telefon alacak durumum da yok (dolarla beraber her şeyin fiyatı uçtuğu için)

mecburen bu şekilde idare edeceğim ama bir daha da Iphone almam.

Sizde bir kerelik alıyım uzun süre beni idare etsin düşüncesiyle bu markadan telefon alacaksanız umarım bu yazı size yol gösterici olur.

https://www.apple.com/tr/?afid=p238%7CsZGNVHp1f-dc_mtid_187079nc38483_pcrid_221598066629_&cid=aos-tr-kwgo-brand-h17-slid--bran-apple+t%C3%83%C2%BCrkiye-e-product-

Merhaba :)

Bu aralar baya bir blog yazısı yazıyorum. Umarım böyle devam eder. 

Bugün de tüylerimi hangi ürünlerle aldığımı kısaca yazacağım.

İlk genç kızlığa adım attığımda annem yurt dışından Philips'in bu epilasyon aletini almıştı.

Tam adı Philips HP 6483-00 Satınella Ice Epilatör

Ürünü incelemek isterseniz sadece bu sitede bulabildim ↓

https://www.markalardan.com/Philips-HP-6483---00-Satinelle-Ice-Epilator_urun_746_1

Hala da ilk gün ki gibi sapasağlam bir şekilde kullanıyorum. (Maşallah)

2 adet başlığı bulunuyor.

Tüyleri çok küçüklerini tam olarak alamasa da yine de güzel bir temizleme sağlıyor.

2 haftaya yakında kökten aldığı için tüylerin çıkmasını önlüyor.

Daha sonra Agiss'in ağda kitini aldım.

İçerisinden ;

 Ağda ısıtıcı makine

2 adet roll-on sir ağda

Ağda bezi

Temizleme mendili çıkıyor.

En zahmetlisi de bu ürün bence.

Sadece 1 kere arkadaşımın yardımıyla kullandım.

Makinesi çok geç ısınıyor. Ağda su gibi akmıyor. Baya bir uğraştırmıştı.

Roll-on ağda olduğu içinde vücudunuza sürerken biraz acı duyabiliyorsunuz.

Ağda bezi ile tüyleri alıyorsunuz ama kitin içerisindeki ağda bezi yeterli olmuyor ek olarak ağda bezi almak durumundasınız. 

Sonrasında da ağda kalıntılarını temizlemek için yağ ile temizliyorsunuz.

Ben yine Agiss'in bu sir ağda temizleme ve masaj yağını almıştım.

Kokusu çok güzel :)

Sonra küçük noktaları temizlemek için Sesu'nun ılık ağdasını aldım.

Bir tasın içerisine sıcak su koyup içine bu ürünü kabıyla beraber koyup ağdanın erimesini sağlıyorsunuz, daha sonra da çubuk yardımı ile uygulamak istediğiniz yerlere ağdayı sürüp, ağda bezinden parçalar kesip ağdanın üzerine yapıştırıp çekiyorsunuz.

Roll-on ağdaya göre daha kolay bir ürün ama yine de insanı uğraştırıyor.

Galiba bu ılık ağda tüyleri besliyor daha çok çıkarıyormuş 

bunun birde sir ılık ağda olanından varmış ama ben daha bu tarz bir ürün almayacağım. 

Görünüşü bu şekilde ↓

Yüz tüylerimi almak için bu jiletleri kullanıyorum ↓

Yazısını okumak isterseniz linki aşağıda ↓

https://elossoles.blogspot.com/2017/05/tinkle-jiletler.html

Eğer vaktim varsa ağda bantlarını da kullanıyorum.

Vaktim yoksa da tabiki bende jilet kullanıyorum.

Bloğumda ağda bantlarıyla ilgili yazılara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

https://elossoles.blogspot.com/2018/11/platonik-sir-agda-bantlari.html 

https://elossoles.blogspot.com/2017/03/platonik-sir-agda-bantlar.html

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Merhaba :)

Daha önce bu markanın yüz için olan ağda bantlarını kullanmış ve bloğuma da yazısını yazmıştım.

Okumak isterseniz aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz ↓

https://elossoles.blogspot.com/2017/03/platonik-sir-agda-bantlar.html

O yazımda üründen memnun kalmadığımı yazmıştım.

 Platonik markasının temsilcisi blog yazımı okumuş beni arayarak bu durumdan çok üzüntü duyduklarını, ürünlerini yenilediklerini ve

bana tekrar denemem için ürün yollamak istediklerini söyledi.

Böylece 2 paket ağda bandı göndermişler.

 Buradan çok teşekkür ediyorum çok mutlu oldum :)

Ama beni en çok mutlu eden nokta ise kullanıcı yorumlarını okuyup değerlendirmeleri oldu.

Başka firmalar gibi önemsememezlik yapmadılar.

2 çeşit ağdaları var.

Yeşil renkte olan AZULEN ↓

Paket içerisinden ;

20 adet vücut için ağda bandı 

8 adet yüz için ağda bandı

5 adette temizleme mendili çıkıyor.

Sarı renkte olan NATUREL ↓

Ağda bantlarının vücut için olanını çok beğendim.

Kağıdı kocaman ve ağdası baya yoğun.

Fotoğrafta küçük çıkmış ama burada göründüğünden daha büyük.

Büyük olması neden önemli örneğin bacağıma uyguladığımda daha geniş bir alanı kaplıyor 

işim daha çabuk ve kolaylıkla bitiyor.

Bu yönden çok beğendim ve kesinlikle vücut için olan ağda bantlarını tekrar alacağım.

Tüylere kolaylıkla yapışıyor ve tertemiz bir sonuç elde ediyorsunuz.

Yalnız ağda yoğun olduğu için biraz hızlı ve kuvvetli çekmek zorundasınız.

En iyisi anne ya da kız kardeşten yardım almak tek başına çekildiğinde güzel olmuyor :)

Ben yine yüz için olan ağda bandını beğenmedim.

Bence ağda da sorun yok ama kağıdı çok sert olduğu için tüylere düzgünce yapışamıyor.

Yapışmadığı içinde haliyle tüyleri alamıyor.

Eğer kağıdını değiştirirlerse gerçekten harika bir ürün olabilir.

Birazda daha ulaşılabilir mağazalarda satışa sunulursa kolaylıkla satın alınılabilir.

İnternet siteleri ↓

http://www.tumerkozmetik.com/index.php

Benim bu ürün için düşüncelerim bu şekilde.

Tekrar firmaya çok teşekkür ederim.

Merhaba :)

Avon ruju olmayan kadın yoktur heralde :)

Bende de önceden satış temsilcisi olduğum için çoğu ruju vardır.

Bu seriden de 2 farklı rengi var. Bayadır da bloğuma yazıcam diye kullanıyorum bitmeye yaklaştı :)

TAWNY ROSE ↓

Katalogda bu rujun rengi kahve nude karışımı bir renk gibi duruyordu 

ama böyle pembe gibi bir renk geldi.

Ne yazık ki benim dudaklarımı ölü gibi gösteriyor.

Çok açık geldi bana ve hiç yakışmıyor.

Kullanabilmek için alttan koyu renk dudak kalemi sürüyorum ancak böyle kullanabiliyorum.

→Bu ruj serisinin yapısı çok hafif.

→Renkli lipbalm gibi

→Sürümü kolay

→Dudakları kurutmuyor

→Ama kalıcı değil.

CHOCOLATE ROSE ↓

Bu renk ruj aslında bana çok abartı ama az miktar uyguladığımda iş görüyor.

Bu rujda tek sıkıntı yapısıyla örtüşmüyor.

Rujun yapısı hafif ama rengi koyu böyle olunca rengini vermiyor.

Kat kat uygulayınca da dalga dalga oluyor.

Kasım 2018 kataloğunda indirimsiz 35 liraya satılıyor.

Bu fiyata değecek bir ürün değil tabi ki !

İndirim zamanı da alacaksınız bu 2 rengini önermiyorum kesinlikle.

Tawny rose rengi beyaz tenlilerde ölü gibi duruyor.

Chocolate rose rengi de dalga dalga duruyor.

Benim bu ürün hakkında ki düşüncelerim bu şekilde.

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı olmuştur.

Acnecinamide markasıyla ilk bu ürünle tanıştım. Aslında bildiğim bir markaydı ama nedense daha önce hiçbir ürününü kullanmamıştım. Migros indiriminde 10 liraya almıştım.

Paket üzerinde satış fiyatı 35 lira yazıyor.

Dolar ile şuan ne kadar oldu hiç bilmiyorum.

150 ml'lik bir ürün.

Baya da bereketli bir ürün aslında ama ben biraz cömertçe kullanmışım bitti ne yazık ki :(

Tanecikleri çok yumuşak. Yüzü tahriş etmiyor.

Yapısı su gibi, tanecikleri çok yoğun böyle kum gibi bir ürün.

Kokusu biraz kötü ama öyle insanı zehirleyecek derecede de değil :)

Ben duştan duşa ürünü kullandım.

Her gün bu tarz cildi soyan ürünleri kullanmak uzun vadede cilde zarar verebilir.

En iyisi bu tarz ürünleri haftalık bakıma dahil etmek.

Duşta buharla yumuşayan cildime ilk önce ellerimle daha sonra keseyle en son da bu ürünle 

peeling yapıp bir güzel ölü derilerden arındırıyorum.

  Yüzümü hemen de yıkamıyorum

 biraz maske gibi yüzümde bekletiyorum ürün daha iyi etki etsin diye.

Bende sivilce yapmadı. Zaten bu marka sivilcelerle mücadele ediyor. 

Yani vaadini gerçekleştiriyor :)

Yüzümü ölü derilerden de güzelce arındırıyor.

Şuanda peeling olarak kullandığım bir ürün yok keseyle de pek temizlenmiyor, kaşlarımın aralarını keseyle temizleyemiyorum çok sert olduğu için kaşlarım dökülüyor ama bu ürün varken her yeri güzelce temizleyip arındırıyordum.

Ben bu ürünü Migros indiriminden tekrar alacağım :)

Bu markanın bir de (param olursa :D ) bu ürünlerini alacağım ↓

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Kullandığım ve bloğuma yazdığım diğer peeling yazılarımı okumak isterseniz ↓

https://elossoles.blogspot.com/2017/12/bakim-zamani-himalaya-peeling-etkili.html

https://elossoles.blogspot.com/2017/03/farmasi-misket-limonlu-scrub.html

Merhaba 😊

Bu üründe boş yere para verdiğim ürünler kervanına eklendi. 

Valla parayı böyle çar çur etmişim artık bir ürün alırken 40 kere düşünmeye başladım 😅

Aslında bu ürünü birazda merak ettiğim için aldım önceden işe yaramadığını okumuştum. 

Benimde göz altlarım uyuşturucu bağımlısı gibi mosmor olunca denize düşen yılana sarılır misali belki bende güzel durur diye bir Gratis'ten almıştım. Bu arada bu marka sadece Gratis'lerde satılıyor.

İndirimsiz fiyatı 25 liraydı şuanda döviz kuruyla ne kadar oldu hiç bilmiyorum ama kesinlikle almaya değecek bir ürün değil.

Somon rengi renk eşitleyici ve açık renk kapatıcı 2 ürünü çok şirin bir kutu içerisinde barındırıyor.

Aşırı pudralı bir ürün. Ama çok saçma şekilde üründe sabitlenmiyor resmen akıyor 😄

İster fırçayla ister parmakla uygulayın ürün uyguladığınız yerde durmuyor kayıp gidiyor.

Adı kapatıcı ama asla kapatmıyor buda diğer bir handikapı. 

Ürünü boş yere sürdüğünüzle kalıyorsunuz. Hiçbir işe yaramıyor ne yazık ki.

Pütür pütür duruyor. Fotoğrafta da görüldüğü gibi ↑