EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ -- FAKİR BAYKURT
Ocak 03, 2019
Merhaba 😊
Fakir Baykurt'un okuduğum ilk kitabıydı Eşekli Kütüphaneci.
Yazarı sevdiren bir kitap oldu.
Eğer kütüphanede başka kitaplarını bulursam alıp okuyacağım mutlaka.
Kitap beni çok etkiledi.
Çünkü bir insanın kitaba, kitap okumaya olan aşkını mücadelesini çok güzel anlatmış yazar.
Kitabı okurken acaba anlatılanlar gerçek mi diye araştırma yaptım ve genel kültürümün ne kadar düşük olduğunu yine görmüş oldum.
Kitap Nevşehir'in Ürgüp ilçesinde geçiyor lisede bizi buralara götürmüşlerdi ama öğretmenlerin ağzından da duymadım hiç böyle bir hikayeyi. Oysaki adamlar kocaman heykelini yapmışlar insan bir oraya götürür olayını anlatır yok boş boş bacaları gezmiştik.
Güler misin ağlar mısın Mustafa Güzelgöz ne şanssız insanmış öğretmenlerin bile kendisinden haberi yok. Ama magazin ürünü olsaydı nasıl unutulmaz birisi olurdu.
Kitap 3 öyküyü içinde barındırıyor. Ama eşekli kütüphanecenin hikayesinden başka söylenen diğer öyküler üstün körü işlenmiş. Hatta Refik Başaran 3-4 satırla anlatılmıştı.
Mustafa Güzelgöz'ün (Allah rahmet eylesin) yanmaya giden kitapları kurtarışını, kütüphaneye memur olarak atandıktan sonra boş boş oturmak yerine kütüphaneye gelmeyen insanlara eşeklerle kitaplar götürüşüne o zamanlarda yaşamasak da şimdi okuyarak şahit oluyoruz.
Keşke kitap biraz daha uzun olsaydı. Çok üstün körü anlatılmış eşekli kütüphaneci ve kütüphanesi.
Ama bunun için yazarı suçlayamam adam hasta yatağında yazmış bu kitabı.
Beni gerçekten üzen asıl şey ise, kitap konusu itibariyle okura kitap sevgisini,
kitap okumanın faydalarını anlatıyor ama bu karşı tarafa geçmiyor.
Çünkü insanın içinde biraz olsun sevgi merhamet yoksa ne yaparsanız yapın olmuyor.
Neden mi böyle söylüyorum şu kitabın haline bakın !
Üzerine bir şey dökülmüş, sayfalara yazılar yazılmış.
Kazara mı oldu bilerek mi yapıldı artık orasını Allah bilir ama özellikle kitap sevgisini anlatan bir kitabın başına bunların gelmesi çok ironik.
Biz bu kitapları kütüphaneden emanet olarak alıyoruz emanete de biraz sahip çıkmak gerek.
Hayır bu kitabı okuyup hiç mi etkilenmedin
kitabı bu hale getirip bir de utanmadan tekrar getiriyorsun.
Biraz insan olsaydın gider yenisi alır verirdin.
Bu dünyada belki hesap sormuyorlar ama öbür dünyada her şeyin hesabı var.
Umarım bu yazımda bir yerde karşına çıkarda biraz olsun kendinden utanırsın.
Gerçekten yazık ya.
Okuyanı ayrı bir dert okumayanı ayrı bir dert bu ülkede.
Allah akıl fikir sevgi merhamet versin hepimize.
Daha fazla yazmak gelmiyor içimden hem sinirliyim hem de üzgün.
Sinirliyim çünkü devletin malı deniz yemeyen keriz düşüncesinden bir türlü kurtulamadık.
Para verip almadığımız hiçbir şeye değer vermiyoruz. Bu kitabın başına gelenler gibi.
Üzgünüm çünkü ben bir insanın içinde bazı duygular yoksa ona siz ne yaparsanız yapın düzeleceğine inanmıyorum. Yani ne kadar yazsam da konuşsam da hepsi boşa.
Beni yine içinde sevgi merhamet vicdan olan
kitapları seven ve kitaplara değer veren insanlar anlayacaktır.
0 yorum