Merhaba :)

Bu aralar baya bir blog yazısı yazıyorum. Umarım böyle devam eder. 

Bugün de tüylerimi hangi ürünlerle aldığımı kısaca yazacağım.

İlk genç kızlığa adım attığımda annem yurt dışından Philips'in bu epilasyon aletini almıştı.

Tam adı Philips HP 6483-00 Satınella Ice Epilatör

Ürünü incelemek isterseniz sadece bu sitede bulabildim ↓

https://www.markalardan.com/Philips-HP-6483---00-Satinelle-Ice-Epilator_urun_746_1

Hala da ilk gün ki gibi sapasağlam bir şekilde kullanıyorum. (Maşallah)

2 adet başlığı bulunuyor.

Tüyleri çok küçüklerini tam olarak alamasa da yine de güzel bir temizleme sağlıyor.

2 haftaya yakında kökten aldığı için tüylerin çıkmasını önlüyor.

Daha sonra Agiss'in ağda kitini aldım.

İçerisinden ;

 Ağda ısıtıcı makine

2 adet roll-on sir ağda

Ağda bezi

Temizleme mendili çıkıyor.

En zahmetlisi de bu ürün bence.

Sadece 1 kere arkadaşımın yardımıyla kullandım.

Makinesi çok geç ısınıyor. Ağda su gibi akmıyor. Baya bir uğraştırmıştı.

Roll-on ağda olduğu içinde vücudunuza sürerken biraz acı duyabiliyorsunuz.

Ağda bezi ile tüyleri alıyorsunuz ama kitin içerisindeki ağda bezi yeterli olmuyor ek olarak ağda bezi almak durumundasınız. 

Sonrasında da ağda kalıntılarını temizlemek için yağ ile temizliyorsunuz.

Ben yine Agiss'in bu sir ağda temizleme ve masaj yağını almıştım.

Kokusu çok güzel :)

Sonra küçük noktaları temizlemek için Sesu'nun ılık ağdasını aldım.

Bir tasın içerisine sıcak su koyup içine bu ürünü kabıyla beraber koyup ağdanın erimesini sağlıyorsunuz, daha sonra da çubuk yardımı ile uygulamak istediğiniz yerlere ağdayı sürüp, ağda bezinden parçalar kesip ağdanın üzerine yapıştırıp çekiyorsunuz.

Roll-on ağdaya göre daha kolay bir ürün ama yine de insanı uğraştırıyor.

Galiba bu ılık ağda tüyleri besliyor daha çok çıkarıyormuş 

bunun birde sir ılık ağda olanından varmış ama ben daha bu tarz bir ürün almayacağım. 

Görünüşü bu şekilde ↓

Yüz tüylerimi almak için bu jiletleri kullanıyorum ↓

Yazısını okumak isterseniz linki aşağıda ↓

https://elossoles.blogspot.com/2017/05/tinkle-jiletler.html

Eğer vaktim varsa ağda bantlarını da kullanıyorum.

Vaktim yoksa da tabiki bende jilet kullanıyorum.

Bloğumda ağda bantlarıyla ilgili yazılara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

https://elossoles.blogspot.com/2018/11/platonik-sir-agda-bantlari.html 

https://elossoles.blogspot.com/2017/03/platonik-sir-agda-bantlar.html

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Merhaba :)

Daha önce bu markanın yüz için olan ağda bantlarını kullanmış ve bloğuma da yazısını yazmıştım.

Okumak isterseniz aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz ↓

https://elossoles.blogspot.com/2017/03/platonik-sir-agda-bantlar.html

O yazımda üründen memnun kalmadığımı yazmıştım.

 Platonik markasının temsilcisi blog yazımı okumuş beni arayarak bu durumdan çok üzüntü duyduklarını, ürünlerini yenilediklerini ve

bana tekrar denemem için ürün yollamak istediklerini söyledi.

Böylece 2 paket ağda bandı göndermişler.

 Buradan çok teşekkür ediyorum çok mutlu oldum :)

Ama beni en çok mutlu eden nokta ise kullanıcı yorumlarını okuyup değerlendirmeleri oldu.

Başka firmalar gibi önemsememezlik yapmadılar.

2 çeşit ağdaları var.

Yeşil renkte olan AZULEN ↓

Paket içerisinden ;

20 adet vücut için ağda bandı 

8 adet yüz için ağda bandı

5 adette temizleme mendili çıkıyor.

Sarı renkte olan NATUREL ↓

Ağda bantlarının vücut için olanını çok beğendim.

Kağıdı kocaman ve ağdası baya yoğun.

Fotoğrafta küçük çıkmış ama burada göründüğünden daha büyük.

Büyük olması neden önemli örneğin bacağıma uyguladığımda daha geniş bir alanı kaplıyor 

işim daha çabuk ve kolaylıkla bitiyor.

Bu yönden çok beğendim ve kesinlikle vücut için olan ağda bantlarını tekrar alacağım.

Tüylere kolaylıkla yapışıyor ve tertemiz bir sonuç elde ediyorsunuz.

Yalnız ağda yoğun olduğu için biraz hızlı ve kuvvetli çekmek zorundasınız.

En iyisi anne ya da kız kardeşten yardım almak tek başına çekildiğinde güzel olmuyor :)

Ben yine yüz için olan ağda bandını beğenmedim.

Bence ağda da sorun yok ama kağıdı çok sert olduğu için tüylere düzgünce yapışamıyor.

Yapışmadığı içinde haliyle tüyleri alamıyor.

Eğer kağıdını değiştirirlerse gerçekten harika bir ürün olabilir.

Birazda daha ulaşılabilir mağazalarda satışa sunulursa kolaylıkla satın alınılabilir.

İnternet siteleri ↓

http://www.tumerkozmetik.com/index.php

Benim bu ürün için düşüncelerim bu şekilde.

Tekrar firmaya çok teşekkür ederim.

Merhaba :)

Avon ruju olmayan kadın yoktur heralde :)

Bende de önceden satış temsilcisi olduğum için çoğu ruju vardır.

Bu seriden de 2 farklı rengi var. Bayadır da bloğuma yazıcam diye kullanıyorum bitmeye yaklaştı :)

TAWNY ROSE ↓

Katalogda bu rujun rengi kahve nude karışımı bir renk gibi duruyordu 

ama böyle pembe gibi bir renk geldi.

Ne yazık ki benim dudaklarımı ölü gibi gösteriyor.

Çok açık geldi bana ve hiç yakışmıyor.

Kullanabilmek için alttan koyu renk dudak kalemi sürüyorum ancak böyle kullanabiliyorum.

→Bu ruj serisinin yapısı çok hafif.

→Renkli lipbalm gibi

→Sürümü kolay

→Dudakları kurutmuyor

→Ama kalıcı değil.

CHOCOLATE ROSE ↓

Bu renk ruj aslında bana çok abartı ama az miktar uyguladığımda iş görüyor.

Bu rujda tek sıkıntı yapısıyla örtüşmüyor.

Rujun yapısı hafif ama rengi koyu böyle olunca rengini vermiyor.

Kat kat uygulayınca da dalga dalga oluyor.

Kasım 2018 kataloğunda indirimsiz 35 liraya satılıyor.

Bu fiyata değecek bir ürün değil tabi ki !

İndirim zamanı da alacaksınız bu 2 rengini önermiyorum kesinlikle.

Tawny rose rengi beyaz tenlilerde ölü gibi duruyor.

Chocolate rose rengi de dalga dalga duruyor.

Benim bu ürün hakkında ki düşüncelerim bu şekilde.

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı olmuştur.

Acnecinamide markasıyla ilk bu ürünle tanıştım. Aslında bildiğim bir markaydı ama nedense daha önce hiçbir ürününü kullanmamıştım. Migros indiriminde 10 liraya almıştım.

Paket üzerinde satış fiyatı 35 lira yazıyor.

Dolar ile şuan ne kadar oldu hiç bilmiyorum.

150 ml'lik bir ürün.

Baya da bereketli bir ürün aslında ama ben biraz cömertçe kullanmışım bitti ne yazık ki :(

Tanecikleri çok yumuşak. Yüzü tahriş etmiyor.

Yapısı su gibi, tanecikleri çok yoğun böyle kum gibi bir ürün.

Kokusu biraz kötü ama öyle insanı zehirleyecek derecede de değil :)

Ben duştan duşa ürünü kullandım.

Her gün bu tarz cildi soyan ürünleri kullanmak uzun vadede cilde zarar verebilir.

En iyisi bu tarz ürünleri haftalık bakıma dahil etmek.

Duşta buharla yumuşayan cildime ilk önce ellerimle daha sonra keseyle en son da bu ürünle 

peeling yapıp bir güzel ölü derilerden arındırıyorum.

  Yüzümü hemen de yıkamıyorum

 biraz maske gibi yüzümde bekletiyorum ürün daha iyi etki etsin diye.

Bende sivilce yapmadı. Zaten bu marka sivilcelerle mücadele ediyor. 

Yani vaadini gerçekleştiriyor :)

Yüzümü ölü derilerden de güzelce arındırıyor.

Şuanda peeling olarak kullandığım bir ürün yok keseyle de pek temizlenmiyor, kaşlarımın aralarını keseyle temizleyemiyorum çok sert olduğu için kaşlarım dökülüyor ama bu ürün varken her yeri güzelce temizleyip arındırıyordum.

Ben bu ürünü Migros indiriminden tekrar alacağım :)

Bu markanın bir de (param olursa :D ) bu ürünlerini alacağım ↓

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Kullandığım ve bloğuma yazdığım diğer peeling yazılarımı okumak isterseniz ↓

https://elossoles.blogspot.com/2017/12/bakim-zamani-himalaya-peeling-etkili.html

https://elossoles.blogspot.com/2017/03/farmasi-misket-limonlu-scrub.html

Merhaba 😊

Bu üründe boş yere para verdiğim ürünler kervanına eklendi. 

Valla parayı böyle çar çur etmişim artık bir ürün alırken 40 kere düşünmeye başladım 😅

Aslında bu ürünü birazda merak ettiğim için aldım önceden işe yaramadığını okumuştum. 

Benimde göz altlarım uyuşturucu bağımlısı gibi mosmor olunca denize düşen yılana sarılır misali belki bende güzel durur diye bir Gratis'ten almıştım. Bu arada bu marka sadece Gratis'lerde satılıyor.

İndirimsiz fiyatı 25 liraydı şuanda döviz kuruyla ne kadar oldu hiç bilmiyorum ama kesinlikle almaya değecek bir ürün değil.

Somon rengi renk eşitleyici ve açık renk kapatıcı 2 ürünü çok şirin bir kutu içerisinde barındırıyor.

Aşırı pudralı bir ürün. Ama çok saçma şekilde üründe sabitlenmiyor resmen akıyor 😄

İster fırçayla ister parmakla uygulayın ürün uyguladığınız yerde durmuyor kayıp gidiyor.

Adı kapatıcı ama asla kapatmıyor buda diğer bir handikapı. 

Ürünü boş yere sürdüğünüzle kalıyorsunuz. Hiçbir işe yaramıyor ne yazık ki.

Pütür pütür duruyor. Fotoğrafta da görüldüğü gibi ↑

Merhaba :)

Bugün bu aralar baya reklamı dönen Garnier'ın bu ürününün yorumunu yapacağım.

Migros'un anneler günü indiriminden 12.50'ye almıştım bu ürünü. 

Yazısını okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz ↓

https://elossoles.blogspot.com/2018/05/migros-anneler-gunu-indirim-alisverisim.html

Garnier'ın daha öncede bu ürününün pembe kapaklı olanından kullanmıştım. 

Bu ürünün ondan farkı yine micellar ama çift fazlı yağlı micellar olması. 

Öncellikle kokusu benim çok hoşuma gitti :) Zaten üründe hoşuma giden tek şeyde kokusu oldu.

400 ml'lik bir ürün.

Ürün açıldıktan sonra 6 aylık kullanım süresi var.

Ben satın aldıktan sonra hemen kullanmaya başladım ama 2 hafta sonra falan suyu küflenmiş gibi oldu. Rengi falan değişti. Suyun üzerine beyaz beyaz tortular birikti :(

Ama hala da kullanıyorum umarım gözüm falan çıkmaz :D

Ürünü çalkaladığınız da hemen su ile yağ birbirine karışıyor.

Hemen de iki ürün birbirinden ayrışmıyorlar. 

Yüz makyajını her makyaj temizleyici ürün gibi güzel çıkarıyor ama göz makyajında performansı çok kötü gerçekten. Kullandığım ürünlerde öyle pahalı, suya dayanıklı ürünlerde değil.

Eyeliner kirpik diplerimde öylece kalıyor. Göz kalemi desen o daha beter.

Sanki hiç makyajımı silmemişim, makyajımla yatmışım gibi öylece akmış şekilde duruyor.

Yani Youtube'da reklamlarındaki gibi tek hamlede tertemiz bir sonuç beklemeyin.

Hayır böyle iddaalı reklamlar yapıyorsunuz bari üründe böyle iddaalı olsa ama yok !  

Yağlı his bırakmaz diyor ama beni rahatsız ediyor hemen yüzümü gözümü bol suyla köpürte köpürte yıkama hissi uyandırıyor :) 

Benim bu ürün ile ilgili deneyimlerim bu şekilde.

Bittiğinde kesinlikle bir daha almam.

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Merhaba :)

Uzun süredir Avon'un bu likit mat rujunu kullanıyorum.

Boyu minicik ama baya bereketli bir ürün.

7 ml'lik bir ürün ↓

Ürünün fırçası çok iyi dizayn edilmiş.

Ben genellikle likit mat ruj sürerken zorlanırım, dudak kenarlarını düzeltmek için mutlaka dudak kalemi kullanırım ama bu üründe dudak kalemine ihtiyaç duymuyorum.

Fırçası çok yumuşak 

Fırçası bu şekilde ↓

Likit mat rujun rengi bu şekilde ↓

Ürünün yapısı da yumuşacık

Kullandıktan sonra asla dudakları kurutmuyor.

Ancak üründe tek sevmediğim şey dişlere bulaşma yapabiliyor.

Sürdükten sonra dikkatli olunursa onun haricinde harika bir renk ve harika bir ürün :)

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Merhaba :)

İlk kez Haruki Murakami'nin bir kitabını okudum.

Adını sürekli duyuyordum ama hiç öncelik vermemiştim. 

Geçenlerde Sivas Şemsi Sivasi Kütüphanesinde kitaplara bakarken bu yazara rastladım.

Sisteme baktığımda 2 kitabı görünüyordu.

Tuhaf kütüphane adlı kitabı çocuk bölümüne koymuşlar, yetişkin bölümünde de bu kitap vardı.

Böylece bu kitabı aldım ve okudum. Bloğumu da yazısını yazmak istedim.

Arka kapağı ↓

Yazarla ilgili 2 düşünce oluştu kafamda.

1.'si yazarın dili gerçekten harika.

Laf kavatlığı yapmıyor. Hemen laf kavatlığını da açıklıyım :)

Bazı Türk yazarlarımız laflarını allayıp pullayarak farklı olmaya, 

kitaplarını daha çok satmaya çalıyor.

Çoğu okurda yine aynı farklı olma çabasıyla bu laf kavatlarının ne dediklerini anlamadan bodozlama dalıyorlar. Anlamıyorlar çünkü laf kavatımız zaten bir şey anlatmıyor. 

İki dakika sonra okuduğunuz asla aklınız da kalmıyor. Çünkü o kadar saçmalıyor ki farklı olacağım diye okuduğunuzu anlamıyorsunuz, kimseye anlatamıyorsunuz.

Resmen tek amacı kitabını satmak. Tabi ki her yazarın amacı aynı daha çok okunmak ama bunun da bir seviyesi olmalı. Sadelik her zaman iyidir.

Her neyse böyle yazarları tanımlamak için bulduğum terim ve açıklaması :)

 Umarım ne demek istediğimi açıklayabilmişimdir.

Yazarla ilgili 2. düşüncem ise bu adam kesinlikle sapık !

Öyle olmayacak yerlerde müstehcenlik var ki artık yeter dedirtiyor.

Eğer böyle kitapları okumayı sevmiyorsanız okumayın.

Ama bizim millete de böyle denilince bu tarz kitaplar daha çok okunuyor.

Grinin elli tonu gibi. Müstehcen içerik barındırıyor deniliyor kitabı okumayan bir yeni doğmuş bebekler kalıyor. Çoluğun çocuğun elinde bu kitap.

Şimdi bu kitap da bu işe dönmesin valla :D

Haruki Murakami aşırı betimleme yapan bir yazar. 

Yani bunu bu kitap için rahatlıkla söyleyebilirim.

Bu hem olumlu hem de olumsuz bir durum bu benim için.

Bir yere kadar iyi, olayların içine girebiliyorsunuz, aynı mekanlarda bulunmuş gibi oluyorsunuz.

Ancak kitap ilerledikçe aşırı ayrıntılı anlatıldığı için de sıkılmaya başlıyorsunuz.

Ben 200. sayfadan sonra sıkılmaya başladım mesela.

Aşırı betimleme okuduğunuz için de sanki kitap da yıllar geçmiş, karakterler büyümüş gibi geliyor.

En sevdiğim karakterler Nagasava ve Midori oldu.

İkisininde kafaları harika :)

Benim bu kitap ve yazarıyla ilgili düşüncelerim bu şekilde.

Yazımı okuduğunuz için teşekkürler.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur. 

İnsan ararsa her zaman bazı olumsuzluklar bulabilir.

Ölüm, yaşamın karşıtı olarak değil parçası olarak vardır.

- Benden çok daha tutkulu bir okurdu, ama sadece 30 yıl önce ölmüş olan yazarları okumak gibi bir ilkesi vardı. ''Ancak böyle bir kitaba güvenebilirim.'' derdi. ''Çağdaş edebiyata güvenim yok demiyorum. Ama değerli vaktimi de zamanın vaftiz etmediği eserleri okuyarak ziyan etmek istemem. Hayat yeterince kısa.''

- Çünkü herkesle aynı şeyleri okuyunca, ister istemez herkes gibi düşünürsün.

Bu, kaba ve zevksiz insanların dünyasıdır. Ciddi insanlar böyle şeylere zaman harcamaya utanır. 

Şarkılar farklı sözlerin, duyguların, melodilerin, notaların birleşimiyle oluşur ya

bunu kitaplığına dönüştürmek senin elinde. 

Her farklı kafadan, kültürden, hayat tecrübesinden, olaylardan

sadece okuyarak bir şeyler öğrenebilir, kendi şarkını oluşturabilirsin.

Benim kitaplığım da her kafadan bir ses çıkıyor :)

Ben bugün oturdum okuduğum bütün kitapların yazarlarını ülkelerine göre tek tek ayırdım.

Sonuç şimdilik beni memnun etti.

Ama hiç tanışmamış olduğum ülkelerin yazarları da hayli fazla.

Mesela Kore'yi çok sevmeme rağmen bu ülkeden hiç kitap okumamışım :)

En kısa zamanda Koreli bir yazarın kitabını alıp okuyacağım.

Çoğunluk tabi ki Türk yazarlarda ama sadece Türk yazarlarla sınırlı olmamasına da sevindim.

İşte benim listem ↓