DELİ FİLOZOF ~~ HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
Eylül 20, 2019
Merhaba harika bir kitap okumanın mutluluğunu yaşıyorum şuan.
Kitabı satın alırken böyle bir kitap okuyacağım aklımın ucundan bile geçmemişti.
Sırf fiyatı ucuz diye almıştım iyi ki almışım ve okumuşum.
Kısaca kitabın konusuna değineyim:
Mahallesinde adı Deli Filozofa çıkan Hikmetullah Efendi 2 çocuk babası, çok düşünen düşündüklerini kimseden sakınmadan söyleyen bilgin birisidir. Kendisini bir iki kişiden başka kimse kaale almaz ama söyledikleri büsbütünde yanlış değildir. Bir gün mahallede bir dedikodu peydah olur ve ucu Deli filozofa fazlasıyla dokunur ve işler bu şekilde gelişmeye başlar.
Yazıldığı döneme ve günümüze hâlâ ışık tutan içerisinde bolca gözlem, yanlış batılılaşma, aşk, yasak aşk, entiraka, ölüm kısacası insanı oluşturan bütün hallerin olduğu eşsiz bir kitap.
Kitap Deli Filozofun Allah ile konuşmasıyla başlıyor. Bu bölüm bana biraz sakıncalı geldi. Eminim müslüman olan herkese gelecektir. Mesela ben bu kitabı öğretmen olursam öğrencilerime tavsiye edemem. Çünkü herkesin açık açık anlayamayacağı ve yanlış bulacağı diyoglar mevcut. Sonra soruşturmalarla uğraş dur Buket Uzuner'in kitabını tevsiye eden öğretmen gibi. Gerçi o öğretmene de hak vermiyorum ama tamamiyle başka bir konu 😅
Yazar anlatmak istediğini çok sade bir dille ve basit bir konuyla anlatmaya çalışmış. Oğlu Çelebi'nin evli bir kadın olan İclal'le ilişki yaşamaya başlaması bu ilişkiden bir türlü vazgeçmemesi ve sonunda büyük bir hüsran yaşaması. İnsana büyük bir ders veriyor bu durum. Bazen vazgeçmek en iyisidir. Bolca acı çekersin ama bu bir dönem yaşanır, ömür boyu sürecek bir sıkıntıya maruz kalmamış olursun. Çelebi'nin durumunda bunu görüyoruz.
Kızı Caize yine bizlere anne baba sözü dinlemenin ne kadar doğru bir şey olduğunu gösteriyor. Ailesinin onay vermediği bir evliliği yapıyor ve sonuç yine hüsran.
Kitaptan birkaç alıntı:
Adlarına bibliyofil (kitap edinme hastası) denilen kitap dostu ve kütüphane meraklısı bazı kimseler vardır. Bunların işleri güçleri, oradan buradan, pahalı ucuz elde edebildikleri az bulunur kitapları, değerli ciltleri ve başka çeşit kitapları toplayarak kütüphanelerine dizmektir. Okumak için değil, filan kitap bende de vardır diye övünmek için, tıpkı camekânlarına çanak çömlek dolduran antika meraklıları gibi. Bu eski öteberi be yenir, ne kullanılır, bunların yalnız karşısında seyirlerine bakılır.
Bu kitap âşıkları içinde meraklarını pek ileri götürenler de vardır ki, bunlara bibliyoman denilir. Kelimeyi Türkçeye "kitap delisi" diye çevirebiliriz.
Filozofun çocuklarına öğüdü:
Fenalığa aynı fenalıkla karşılık gösterme, suçlu ile eylemde eşit olmaktır. Biz fena dediğimiz adamla fenalıkta niçin denk olalım?
0 yorum